Tom yanan binada sıkışmış çocukları kurtarmak için gücü dahilinde her şeyi yaptı.
- Tom did everything within his power to save the children that were trapped in the burning building.
Birisi masanın üstünde yanan bir sigara bıraktı.
- Someone left a burning cigarette on the table.
İşitebilmek için önde oturdu.
- He sat in the front so as to be able to hear.
O, zamanında varmak için koştu.
- He ran, so as to arrive on time.