Finally we have learned the truth.
- Sonunda,gerçeği öğrendik.
Because of hunger and fatigue, the dog finally died.
- Açlıktan ve yorgunluktan dolayı, köpek sonunda öldü.
I finally got through the test.
- Sonunda testi geçtim.
The storm eventually blew through.
- Fırtına sonunda dindi.
Tom eventually figured out how to install a free database application on his computer.
- Tom sonunda kendi bilgisayarına ücretsiz bir veritabanı uygulamasını yüklemeyi anladı.
Tom will eventually need an operation.
- Tom'un sonunda bir ameliyata ihtiyacı olacak.
You're asking what I'll do in the last hours before the end of the world. I'll probably take out the garbage and clean up the apartment, and you could come and help me with it.
- Dünyanın sonundan önce son saatlerde ne yapacağımı soruyorsun. Muhtemelen çöpü çıkaracağım ve daireyi temizleyeceğim ve bu konuda yardım etmek için gelebilirsin.
She left for Paris at the end of last month.
- O geçen ayın sonunda Paris'e gitti.
Ken is going to the United States at the end of July.
- Ken, temmuz ayı sonunda Amerika Birleşik Devletleri'ne gidiyor.
At length, he began to cry.
- Sonunda ağlamaya başladı.
At length, I found his house.
- Sonunda evini buldum.
It'll come right in the end.
- Sonunda o, yoluna girecek.
In the end she chose another kitten.
- Sonunda diğer kedi yavrusunu seçti.
He is yet to know the truth.
- Sonunda gerçeği öğrenecek.
Are you over your cold yet?
- Sonunda soğuk algınlığın bitti mi?
At last, they began to count down cautiously.
- Sonunda, dikkatlice geri saymaya başladılar.
At last, the truth became known to us.
- Sonunda gerçek bizim tarafımızdan öğrenildi.
At last, the truth became known to us.
- Sonunda,gerçeği öğrendik.
With hunger and fatigue, the dog died at last.
- Açlıktan ve yorgunluktan dolayı, köpek sonunda öldü.
Tom was right after all.
- Sonunda Tom haklıydı.
Tom ended up marrying Mary after all.
- Tom sonunda Mary ile evlenmekten vazgeçti.
Who will ultimately decide?
- Eninde sonunda kim karar verecek?
Tom eventually found a job that he liked.
- Tom sonunda hoşlandığı bir iş buldu.
I always thought that Tom and Mary would eventually get married.
- Her zaman Tom ve Mary'nin sonunda evleneceklerini düşündüm.
The drugstore is at the end of this road.
- Eczane yolun sonunda.
Ken is going to the United States at the end of July.
- Ken, temmuz ayının sonunda Amerika Birleşik Devletleri'ne gidiyor.
The lioness finally gave chase to the gazelle.
- Dişi aslan sonunda ceylanı kovaladı.
He finally became the president of IBM.
- O, sonunda IBM'in başkanı oldu.
Tom finally talked Mary into buying a new computer.
- Tom en sonunda Mary'yi yeni bir bilgisayar alması için ikna etti.
We finally have you where we want you.
- Biz en sonunda sana bizim seni istediğimiz yerde sahibiz.
The snow-flakes seemed larger and larger, at last they looked like great white fowls.
- Kar taneleri, en sonunda büyük beyaz kuşlara benzeyene kadar büyüdü de büyüdü.
At last, he realized his error.
- En sonunda hatasını anladı.
Who will ultimately decide?
- Eninde sonunda kim karar verecek?
Tom nihayet eşcinsel olduğunu itiraf ettiğinde herkes zaten onun eşcinsel olduğunu biliyordu.
- Tom sonunda kabullenmeye karar verdiğinde herkes zaten onun eşcinsel olduğunu biliyordu.
Nihayet doktorun sekreteri Tom'un adını seslendi.
- Sonunda doktorun sekreteri Tom'un ismini çağırdı.