Natto berbat kokuyor, ama lezzetli.
- Natto smells awful, but tastes delicious.
O şarkıcının berbat bir sesi var.
- That singer has an awful voice.
Söylediğim şey hakkında çok çok kötü hissediyorum.
- I feel awful about what I said.
Geçen yaz çok kötüydü.
- Last summer was awful.
Bugün hava korkunç sıcak.
- It's awfully hot today.
Niçin o kadar korkunçsun?
- Why are you so awful?
Tom çok yorgun görünüyor.
- Tom does seem awfully tired.
Tom çok yorgun görünüyordu.
- Tom seemed awfully tired.
Müthiş bir bisikletim var.
- I have an awful bike.
Onun konuşması müthiş sıkıcıydı.
- His speech got awfully boring.