Tom, iyi bir öykü anlatıcısı.
- Tom is a good story teller.
Oğlum komik hikayelerin anlatıcısı olmak için çalıştı.
- My son tried to become a teller of funny stories.
Peter gerçek bir veznedardır.
- Peter is a truth teller.
Mary bir falcı kadın.
- Mary is a fortune teller.
We'll have to separate the wires.
- Telleri ayırmak zorunda kalacağız.
Puppets work with wires.
- Kuklalar teller ile çalışır.
He sent me his congratulations by wire.
- Telgrafla bana tebriklerini iletti.
Puppets work with wires.
- Kuklalar teller ile çalışır.
I know what a stapler is.
- Tel zımbanın ne olduğunu biliyorum.
Would you like to borrow my stapler?
- Tel zımbamı ödünç almak ister misin?
We still use a corded telephone.
- Biz hala kablolu telefon kullanıyoruz.
I broke a string on my guitar.
- Gitarımda bir tel kırdım.
Most guitars have six strings.
- Birçok gitarın altı teli var.
He plucked one of his few strands of beard.
- O, sakalındaki az sayıda telden birini yoldu.
Do fish have vocal chords?
- Balıkların ses telleri var mıdır?
Braces aren't just for children.
- Diş telleri sadece çocuklar için değildir.
Tom has braces on his teeth.
- Tom'un dişlerinde diş teli var.
... Well, his name was Edward Teller, father of the hydrogen bomb. But, hey, that's another ...
... Teller a bit more successful? ...