Bebek tüm gece ağladı.
- The baby cried all night.
Bebek ağlamayı kesti.
- The baby ceased crying.
Anne fil nehirde yavrusunu yıkadı.
- The mother elephant bathes her baby in the river.
Hiç yavru güvercin gördün mü?
- Have you ever seen a baby pigeon?
Tom öylesine kısa sürede bir çocuk bakıcısı bulamadı.
- Tom wasn't able to find a babysitter on such short notice.
Anne bebek-bakıcısından çocukları gözlemesini rica etti.
- Mother asked the babysitter to watch the children.
Yaşlı bir adam, büyük oğlu, küçük kızı ve küçük bebeği ile eski kiliseye girdi.
- An old man entered the old church with his elder son, his younger daughter and her little baby.
Bebeğin güzel küçük parmakları var.
- The baby has pretty little fingers.
Bebek uyuyor. Gürültü yapmayın.
- The baby is asleep. Don't make a noise.
O, bebeğine gülümsedi.
- She smiled at her baby.
Bir ergen bazen bir bebek gibi davranır.
- A teenager sometimes acts like a baby.
Tom, bir bebek gibi davranıyor.
- Tom is acting like a baby.
a baby elephant.
baby clothes.
Stand up for yourself - don't be such a baby!.
How come none of my babysitters ever looked like you?
- Why didn't any of my babysitters ever look like you?
Why didn't any of my babysitters ever look like you?
- How come none of my babysitters ever looked like you?
... Well, Jim wakes up the next day with a huge headache, left as a young baby girl at an ...
... HANG IN THERE, BABY ...