He became a national hero.
- O ulusal bir kahraman oldu.
I think it's highly unlikely that we'll ever get any help from the national government.
- Ben, ulusal hükümetten herhangi bir yardım almamızın çok olası olmadığını düşünüyorum.
The Japanese fiscal authorities are weighing measures to restore public confidence in their economic management.
- Japon mali otoriteleri ekonomik yönetimlerinde ulusal güveni yenilemek için önlemleri tartıyorlar.
Singer and actress Selena Gomez started her career at age seven on the children's public television show Barney and Friends.
- Şarkıcı ve aktris Selena Gomez mesleğine yedi yaşındayken çocukların ulusal televizyon gösterisi Barney and Friends'te başladı.
This national park is full of beautiful scenery.
- Bu ulusal park güzel manzarayla dolu.
The Death Valley National Park is known for its dark skies.
- Death Valley Ulusal Parkı, karanlık gökyüzü ile tanınır.
Estonia has its own hymn.
- Estonya'nın kendi ulusal marşı vardır.