I was caught in a shower on my way home.
- Eve dönerken yağmura yakalanmıştım.
Bill got up so early that he caught the first train.
- Bill çok erken kalktı ve ilk treni yakaladı.
The man tried to catch hold of me by the collar.
- Adam beni yakamdan yakalamaya çalıştı.
She catches colds easily.
- O, soğuk algınlığına kolayca yakalanır.
To be honest, we came to capture you.
- Dürüst olmak gerekirse, biz seni yakalamak için geldik.
They would capture as many people as possible.
- Onlar mümkün olduğu kadar çok sayıda insan yakalardı.
A fox is not caught twice in the same snare.
- Bir tilki aynı tuzakta iki kez yakalanmaz.
A fox was caught in the snare.
- Kapanda bir tilki yakalandı.
She has to study hard and catch up with everybody in her class.
- Sıkı çalışıp sınıfındaki herkesi yakalamak zorunda.
We'll catch up later.
- Daha sonra yakalayacağız.
The robber was nabbed this morning.
- Soyguncu bu sabah yakalandı.
They succeeded in catching the tiger alive.
- Kaplanı canlı yakalamayı başardılar.
The traffic accident prevented me from catching the train.
- Trafik kazası treni yakalamamı engelledi.
The robber was nabbed this morning.
- Soyguncu bu sabah yakalandı.
I have created a perfect plan for capturing that crafty animal.
- O kurnaz hayvanı yakalamak için mükemmel bir planı oluşturdum.
I grabbed the dog by its collar.
- Köpeği tasmasından yakaladım.
He seized the pickpocket by the collar.
- Yankesiciyi yakasından yakaladı.
I captured butterflies with a net.
- Kelebekleri bir fileyle yakaladım.
If jumps too high the rat - it's captured by the cat.
- Fare çok yükseğe sıçrasa da, kedi tarafından yakalanır.
Where did you nail them?
- Onları nerede yakaladın?
I think you nailed it.
- Sanırım onu yakaladın.
We set a trap to catch a fox.
- Biz bir tilki yakalamak için bir tuzak kurduk.
I really had to run for it to catch the train.
- Ben treni yakalamak için gerçekten koşmak zorunda kaldım.
She has to study hard and catch up with everybody in her class.
- Sıkı çalışıp sınıfındaki herkesi yakalamak zorunda.
I ran as fast as possible to catch up with her.
- Onu yakalamak için mümkün olduğu kadar hızlı koştum.
It is easier to catch an escaped horse than to take back an escaped word.
- Kaçmış bir atı yakalamak söylenmiş bir sözü geri almaktan daha kolaydır.
I have to catch up the lost time.
- Kayıp zamanı yakalamak zorundayız.
Tom ran to catch up to Mary.
- Tom, Mary'yi yakalamak için koştu.
Man is the only creature that consumes without producing. He does not give milk, he does not lay eggs, he is too weak to pull the plough, he cannot run fast enough to catch rabbits.
- İnsan, üretmeden tüketen tek yaratıktır. Süt vermez, yumurtlamaz, pulluğu çekmek için çok zayıf, tavşanları yakalamak için yeterince hızlı koşamaz.
He put up his hand to catch the ball.
- Topu yakalamak için elini kaldırdı.
It is difficult to catch a rabbit by hand.
- Bir tavşanı elle yakalamak zordur.
We want to capture all the uniqueness of each language. And we as well want to capture their evolution through time.
- Biz her dilin tüm benzersizliğini yakalamak istiyoruz. Ve biz zaman içinde onların evrimini de yakalamak istiyoruz.
Tom took part in a scheme set by the police to capture the serial murderer.
- Tom seri katili yakalamak için polis tarafından düzenlenen bir entrikaya katıldı.
Nick hurried to catch the bus.
- Nick otobüsü yakalamak için acele etti.
We set out traps for catching cockroaches.
- Hamam böceklerini yakalamak için tuzaklar kurduk.
He set a trap to catch the animal.
- Hayvanı yakalamak için bir tuzak kurdu.