Germs can only be seen with the aid of a microscope.
- Mikroplar sadece bir mikroskop yardımıyla görülebilir.
Do you need our assistance?
- Yardımımıza ihtiyacın var mı?
May I be of assistance?
- Yardım edebilir miyim?
Germs can only be seen with the aid of a microscope.
- Mikroplar sadece bir mikroskop yardımıyla görülebilir.
Victims of the hurricane received financial aid from the government.
- Kasırga mağdurları hükümetten mali yardım aldı.
Yesterday I helped the father.
- Dün babama yardım ettim.
Tea and coffee helps to start the day.
- Çay ve kahve, güne başlamaya yardımcı olur.
I called you because I need a favor.
- Bir yardıma ihtiyacım olduğu için seni aradım.
In return for helping you with your studies, I'd like to ask a small favor of you.
- Çalışmalarınızda size yardım karşılığında, ben sizden küçük bir iyilik rica ediyorum.
We'll help you rescue him.
- Onu kurtarmana yardım edeceğiz.
They went to the boy's rescue.
- Onlar çocuğun yardımına gittiler.
They assisted the painter financially.
- Mali olarak ressama yardım ettiler.
May I be of assistance?
- Yardım edebilir miyim?
Can I give you a hand?
- Yardım edebilir miyim?
Could I give you a hand?
- Sana yardım edebilir miyim?
In this course, we'll spend time helping you sound more like a native speaker.
- Bu kursta, daha çok bir yerli gibi konuşmanıza yardım ederek zaman geçireceğiz.
The patient was quite beyond help, so that the doctors could do no more.
- Hasta yardım almanın ötesindeydi, onun için doktorlar daha fazlasını yapamadı.
Your feedback is important and it will help us to know how we can provide the best service possible.
- Geri bildiriminiz önemli ve mümkün olan en iyi hizmeti nasıl sağlayabileceğimizi bilmemize yardım edecek.
Room service. May I help you?
- Oda servisi. Size yardımcı olabilir miyim?
His last recourse will be to go to his father for help.
- Onun son başvurusu yardım için babasına gitmek olacak.
She won an Oscar nomination for best supporting actress.
- O, en iyi yardımcı kadın oyuncu dalında Oscar adaylığını kazandı.
I was trying to be supportive.
- Yardımcı olmaya çalışıyordum.
The students wanted us to help push the car.
- Öğrenciler arabayı itmek için yardım etmemizi istedi.
Tom helped us push the car.
- Tom arabayı itmemize yardımcı oldu.
The three brothers must help one another.
- Üç erkek kardeş birbirlerine yardım etmeliler.
Friends should help one another.
- Arkadaş birbirlerine yardımcı olmalıdır.
I thank you for your helpfulness.
- Yardımseverliğiniz için teşekkür ederim.
Can you help me lift this?
- Bunu kaldırmama yardım eder misin?
Yoshio helped me lift the box up.
- Yoshio kutuyu kaldırmama yardım etti.
Tom has been on the dole since the 6th of August, when he lost his job.
- Tom işini kaybettiğinde ağustosun altısından beri işsizlik yardımı alıyor.
Relief has been sent to the flood sufferers.
- Sellerden etkilenenlere yardım gönderildi.
You have to raise funds for the relief work.
- Sen yardım çalışmaları için fon toplamak zorundasın.
You can make it! Go for it. I'll stand by you.
- Onu yapabilirsin! Kim tutar seni. Yardımına hazır olacağım.
The committee is discussing social welfare.
- Kurul sosyal yardımı görüşüyor.
I'm living on welfare, without a car or anything.
- Devletten aldığım yardımla geçiniyorum, ne arabam ne başka bir şeyim var.