Zenginlerin fakirler kadar sorunu vardır.
- The rich have trouble as well as the poor.
Zenginlerin fakirler kadar sorunları vardır.
- The rich have troubles as well as the poor.
O her zaman başı dertte olan insanlara yardım etmeye hazırdı.
- She was always willing to help people in trouble.
O her zaman başı dertte olan insanlara yardım etmeye hazırdı.
- He was always ready to help people in trouble.
Bana kitabı gönderme zahmetinde bulundu.
- He took the trouble to send me the book.
Lezzetli yemeklerinizi hazırlama zahmetine girdiğiniz için teşekkür ederim.
- Thank you for taking the trouble to prepare your delicious meals.
Karanlıktı, bu yüzden Tom cadde işaretini okumada sıkıntı çekti.
- It was dark, so Tom had trouble reading the street sign.
İşle ilgili biraz sorunum var.
- I had some trouble with the work.
Onlar bize çok az sıkıntı verdi.
- They gave us very little trouble.
Kesinlikle sıkıntılarımız olacak.
- We'll have troubles for sure.
Tom ciddi bir zorluk içinde.
- Tom is in serious trouble.
Sana zorluk çıkarmak istemiyorum.
- I don't want to trouble you.