Tom was a little early.
- Tom azıcık erken geldi.
We'll do a little at a time.
- Bir seferde azıcık iş yapacağım.
Take a little nap on the sofa.
- Kanepede azıcık kestir.
He gave the boy what little money he had.
- Sahip olduğu azıcık parayı çocuğa verdi.
I'm not surprised one bit.
- Ben azıcık şaşırmadım.
I don't like it one bit.
- Bunu azıcık sevmiyorum.