You must be sick of doing this.
- Bunu yapmaktan bıkmış olmalısın.
Tom was a bitter old man who was sick of life.
- Tom hayattan bıkmış sert yaşlı bir adamdı.
Tom is fed up with Mary's bad behavior.
- Tom Mary'nin kötü davranışlarından bıkmıştı.
Tom was fed up with waiting for Mary.
- Tom Mary'yi beklemekten bıkmıştı.
He's just tired of waiting.
- O sadece beklemekten bıkmış.
Tom is obviously tired of his job.
- Tom açıkçası işinden bıkmış.