Is there anyone else wanting to eat?
- Yemek yemek isteyen başka birisi var mı?
In order to make us and everyone else remember this day, I ask everyone to plant a tree with us.
- Bize ve başka herkese bu günü hatırlatmak için, bizimle birlikte herkese bir ağaç dikmesini rica ediyorum.
I would do it in a different way than you did.
- Senin yaptığından başka türlü yapardım.
Am I that much different from everyone else?
- Ben başka herkesten o kadar farklı mıyım?
Say it in another way.
- Onu başka bir şekilde söyle.
It is difficult to translate a poem into another language.
- Bir şiiri başka bir dile çevirmek zordur.
They are talking loudly when they know they are disturbing others.
- Başkalarını rahatsız ettiklerini öğrendiklerinde yüksek sesle konuşuyorlardı..
When you talk to others, you're doing it with your arms crossed.
- Başkalarıyla konuşurken, kollarınız çaprazlama bağlı şekilde onu yapıyorsunuz.
I tried to convince Tom otherwise.
- Tom'u başka türlü ikna etmeye çalıştım.
Now that I am a teacher, I think otherwise.
- Mademki ben bir öğretmenim, başka türlü düşünüyorum.
Did Mary have any other children besides Jesus?
- Mary'nin İsa dışında başka çocukları var mı?
There was no one there besides me.
- Orada benden başka kimse yoktu.
Did anybody other than Jim see her?
- Jim'den başka onu gören biri var mı?
It's none other than Tom!
- O, Tom'dan başkası değil.
There was nothing but an old chair in the room.
- Odada eski bir sandalyeden başka bir şey yoktu.
It was nothing but a joke.
- Bu şakadan başka bir şey değildi.
Be happy and don't ask any more questions...that is best.
- Mutlu ol ve başka soru sorma... bu en iyisi.
I won't answer any more questions right now.
- Şimdi başka sorulara cevap vermeyeceğim.
Cows are more useful than any other animal in this country.
- İnekler bu ülkede başka bir hayvandan daha faydalıdır.
Tom reads more books than anyone else I know.
- Tom tanıdığım başka herhangi birinden daha çok kitap okur.
Apart from his parents, no one knows him very well.
- Ebeveynlerinden başka hiç kimse onu çok iyi tanımıyor.
Apart from Barack Obama, all US presidents were white.
- Barak Obama dışında bütün Amerika Birleşik Devletleri başkanları beyazdır.
Tom didn't know what else to say.
- Tom başka ne söyleyeceğini bilmiyordu.
What else could I have done?
- Başka ne yapabilirdim?
Bear in mind that, under such circumstances, we have no alternative but to find another buyer.
- Aklınızda bulunsun, bu koşullar altında başka bir alıcı bulmaktan başka alternatifimiz yok.
We agreed that there was no other alternative.
- Başka seçenek olmadığını kabul ettik.
Do you have any further questions?
- Başka sorularınız var mı?
Any further comment is redundant.
- Daha başka yorum lüzumsuzdur.
Apart from Barack Obama, all US presidents were white.
- Barak Obama dışında bütün Amerika Birleşik Devletleri başkanları beyazdır.
Apart from my sister, my family doesn't watch TV.
- Kız kardeşimden başka, ailem televizyon izlemez.
Nothing could be done, except wait.
- Beklemekten başka, bir şey yapılamazdı.
We had no choice except to put up with it.
- Ona katlanmaktan başka seçimimiz yoktu.
Save your long-winded explanations for someone else.
- Kabak tadı veren açıklamalarını başka biri için sakla.
Nothing but peace can save the world.
- Barıştan başka hiçbir şey dünyayı kurtaramaz.