Onun planı bir sürü para gerektirmektedir.
- His plan will call for a lot of money.
Yapacak ilk şey doktoru çağırmaktı.
- The first thing to do was call for the doctor.
O yardım çağırmak için komşunun evine koştu.
- She ran to the neighbor's house to call for assistance.
Almanya'dan mı arıyorsun?
- Are you calling from Germany?
Kredi kartımı kaybettiğim için arıyorum.
- I'm calling because I've lost my credit card.
Tom Mary'yi tekrar aramayı denemenin zamanı olduğuna karar verdi.
- Tom decided it was time to try calling Mary again.
İtalya'yı arama için ülke kodu 39'dur.
- The country code for calling Italy is 39.
Tom Mary'nin yardım istediğini duydu.
- Tom heard Mary call for help.
Tom yardım istemeye karar verdi.
- Tom decided to call for help.
Tom onu ilk adı ile çağırmamı bırakmamda ısrar ediyor.
- Tom insists I stop calling him by his first name.
Neden onu çağırmayı denemedin?
- Why didn't you try calling her?
Annesi seni çağırıyor.
- Her mother is calling you.
Seni çağırdığımı duymadın mı?
- Didn't you hear me calling you?
I called for the curse to pick up him.
Tom, Mary'nin onu iş yerinde aramasından hoşlanmıyor.
- Tom doesn't like Mary calling him at work.
Yarın işten hastalık izni alıyorum.
- I'm calling in sick tomorrow.
Kral, bana çocuğun olarak seslenmeyi kes. Tanrı aşkına ben otuz iki yaşındayım!
- King, stop calling me your boy. I'm thirty-two, for God's sake!
ABD anlaşmayı ihlal edenlere karşı bir silah ambargosu çağrısında bulunuyor.
- The U.S. is calling for an arms embargo against violators of the treaty.
O, yardım çağrısı yapan birini duydu.
- She heard someone calling for help.
I'll call for you just after midday.
This situation calls for a high degree of courage.
The government has called for an end to hostilities in the region.
I leant out of the back door and called for Lucy.
We finished the main course in short order and called for more wine.
John called for Mary to take her to the dance.