Yakınlardaki küçük bir kasabada yaşıyordu.
- He lived in a small town nearby.
Kasabada veya kasabanın yakınında bir veya iki büyük fabrika kurulduysa, insanlar iş bulmaya gider, ve yakında bir endüstriyel alan büyümeye başlar.
- After one or two large factories have been built in or near a town, people come to find work, and soon an industrial area begins to develop.
Onun ebeveynleri ana ilçe merkezinde yaşıyor.
- His parents live in the main county town.
Belediye binası insanlarla doluydu.
- The town hall was full of people.
Burası belediye binasıdır.
- This is the Town Hall.
Roma bir İtalyan kentidir.
- Rome is an Italian town.
Eşim, sanki ben kentin en zengin adamıymışım gibi para harcıyor.
- My wife spends money as if I were the richest man in town.