ödünç al

listen to the pronunciation of ödünç al
Türkisch - Englisch
borrow

Mary does not let her sister borrow her clothes. - Mary, kız kardeşinin elbiselerini ödünç almasına izin vermez.

Can I borrow your car? - Arabanı ödünç alabilir miyim?

{f} borrowed

I borrowed this comic from his sister. - Bu komedi filmini onun kız kardeşinden ödünç aldım.

She borrowed the book from him. - Kitabı ondan ödünç aldı.

borrowing

Is there any chance of my borrowing your typewriter? - Daktilonuzu ödünç almamla ilgili bir ihtimal var mı?

He regretted borrowing the book from her. - Ondan kitabı ödünç aldığına pişman oldu.