I carried on singing.
- Ben şarkı söylemeyi sürdürdüm.
Linda stood up to sing.
- Linda şarkı söylemek için ayağa kalktı.
I like to sing songs.
- Şarkı söylemekten hoşlanıyorum.
Singing is an honest and pleasurable entertainment, but one must be careful to avoid singing or taking pleasure in listening to lewd songs.
- Şarkı söylemek dürüst ve zevk veren bir eğlence, ama insan müstehcen şarkılar söylememeye veya dinlememeye dikkat etmeli.
I carried on singing.
- Ben şarkı söylemeyi sürdürdüm.
Singing is an honest and pleasurable entertainment, but one must be careful to avoid singing or taking pleasure in listening to lewd songs.
- Şarkı söylemek dürüst ve zevk veren bir eğlence, ama insan müstehcen şarkılar söylememeye veya dinlememeye dikkat etmeli.
The girls came singing toward the crowd.
- Kızlar kalabalığa doğru şarkı söyleyerek geldi.
I carried on singing.
- Ben şarkı söylemeyi sürdürdüm.
We sang as we walked.
- Yürürken şarkı söyledik.
We sang, danced and chatted after dinner.
- Biz akşam yemeğinden sonra şarkı söyledik, dansettik ve sohbet ettik.
I heard the boys singing.
- Ben erkek çocukların şarkı söylediğini duydum.
The girls came singing toward the crowd.
- Kızlar kalabalığa doğru şarkı söyleyerek geldi.
She has never sung a song with him.
- O, onunla birlikte asla bir şarkı söylemedi.
Have you ever sung in public?
- Herkesin önünde hiç şarkı söyledin mi?