Most utensils, such as can openers and scissors, are made for right-handers.
- Teneke açacakları ve makaslar gibi çoğu eşyalar sağ elini kullananlar için yapılmıştır.
Babies cry when they are hungry.
- Bebekler aç olduklarında ağlarlar.
He whispered to me that he was hungry.
- O, bana aç olduğunu fısıldadı.
Many of the workers died of hunger.
- İşçilerin çoğu açlıktan öldüler.
Some people in the world suffer from hunger.
- Dünyada bazı insanlar, açlıktan çeker.
He who uncovers the most dies the fastest.
- Gerçekleri en çok açığa çıkaran, en çabuk ölür.
Keep your eyes open, it's going to happen fast.
- Gözlerinizi açık tutun, hızlı olacak.
I opened the drawer to get a pencil.
- Bir kurşun kalem almak için çekmeceyi açtım.
She was careful opening the drawer.
- O, çekmeceyi açarken dikkatliydi.
All the cherry trees in the park are in full bloom.
- Parktaki tüm kiraz ağaçları tamamen çiçek açmış.
The roses are in bloom.
- Güller çiçek açmışlar.
The automaker will unveil its new line of sports cars tomorrow.
- Otomobil üreticisi yarın spor arabaların yeni çizgisini açıklayacak.
At the inauguration ceremony a plaque was unveiled in honor of the founder.
- Açılış töreninde kurucunun şerefine bir plaket verildi.
Tom stood at the door, flipping the light switch on and off.
- Tom kapıda durdu, ışık anahtarının açık ve kapalı olmasına baktı.
May I switch on the light?
- Işığı açabilir miyim?
Tom unfolded the blanket and wrapped it around himself.
- Tom battaniyeyi açtı ve onu kendi etrafına sardı.
The man was folding and unfolding his arms.
- Adam kollarını bağlıyordu ve açıyordu.
Tatoeba is open source.
- Tatoeba açık kaynaklıdır.
Open an image and select an image layout. Click Open for opening an image. Click Quit for quitting the program. Image Layout feature allows you to view in any layout.
- Bir resim açın ve bir resim düzeni seçin. Bir resim açmak için Aça tıklatın. Programdan çıkmak için Çıkışı tıklatın. Resim Düzeni özelliği herhangi bir düzende göstermenize olanak tanır.
I told you not to turn on the lights.
- Sana ışıkları açmamanı söyledim.
It's very warm. Shall I turn on the air conditioner?
- Burası çok sıcak. Klimayı açayım mı?
Would you mind opening the window?
- Pencereyi açar mısın?
I plan to invite a lot of guests to the opening ceremony.
- Açılış törenine çok misafir davet etmeyi planlıyorum.
Tom said that he was famished.
- Tom Mary'nin çok aç olduğunu söyledi.
Tom seemed to be famished.
- Tom çok aç görünüyordu.
The door opened automatically.
- Kapı otomatik olarak açıldı.
He opened a checking account with the bank.
- O, bankada bir çek hesabı açtı.
Tom is in the other room, unpacking boxes.
- Tom diğer odada kutuları açıyor.
I have just arrived. I haven't even unpacked my bags.
- Daha yeni geldim. Çantalarımı bile açmadım.
He who uncovers the most dies the fastest.
- Gerçekleri en çok açığa çıkaran, en çabuk ölür.
We uncovered this arcane.
- Biz bu gizemi açığa çıkardık.
No financial details were disclosed.
- Hiçbir mali ayrıntı açıklanmadı.
He disclosed his intentions.
- O evlenme niyetini açıkladı.
Fadil exposed his dark secret.
- Fadıl karanlık sırrını açıkladı.
Dan rejected Linda's idea to expose everything to the press.
- Dan, Linda'nın her şeyi basına açıklama fikrini reddetti.
Tom unlocked the car door.
- Tom araba kapısını açtı.
Tom unlocked the front gate.
- Tom ön kapının kilidini açtı.
You shouldn't take this medicine on an empty stomach.
- Bu ilacı aç karnına almamalısın.
Alcohol affects you more quickly on an empty stomach.
- Alkol sizi aç karnına daha çabuk etkiler.
It's possible that Tom doesn't know how to unclog a sink.
- Tom'un lavaboyu nasıl açacağını bilmemesi mümkündür.
Can you unclog the toilet?
- Sen tuvaletteki tıkanıklığı açabilir misin?
Tom unscrewed the cap and handed the jar to Mary.
- Tom kapağı açtı ve kavanozu Mary'ye uzattı.