Ann, şiir yazmayı sever.
- Ann likes to write poems.
Bir şiiri başka bir dile çevirmek zordur.
- It is difficult to translate a poem into another language.
O, bir hata yapmaktan suçluydu.
- He was guilty of making a mistake.
O, konuşmalar yapmada mükemmeldir.
- She is excellent at making speeches.
Savaşı gündelik gerçeklik yaparak, bu savaşa sebep olan politik görüştür.
- Because it is politics that has caused this war, making the war our everyday reality.
O, boş zamanını oyuncak bebekler yaparak harcar.
- She spends her free time making dolls.
O yaşlı adam elli yıldır kaçak içki imal etmekteydi.
- That old man had been making moonshine for fifty years.
O yaşlı adam elli yıldır kaçak viski imal etmekteydi.
- The old man had been making white lightning for 50 years.
Öyle bir yargılama yapmak yanlış fikirlere yönlendirebilir.
- Making such a judgement may lead to wrong ideas.
O, bir hata yapmaktan suçluydu.
- He was guilty of making a mistake.
Yeni yasa on iki aydır yapım aşamasındaydı.
- The new law was twelve months in the making.
Annem bana kendi yapımı bir çift eldiven verdi.
- My mother gave me a pair of gloves of her own making.
Tom ve Mary'nin kendilerini Fransızca olarak ifade etme sorubları vardı.
- Tom and Mary had trouble making themselves understood in French.
Kendimi Fransızca ifade etmede hâlâ zorlanıyorum.
- I still have difficulty in making myself understood in French.
895 Milton, J. Works, containing : paradise lost, a poëm, and paradise regained, Simson agonistes and poëms….
... -( door opens, closes ) - YOU'RE GONNA WRITE A POEM ...
... OOH! I WROTE A GREAT POEM ABOUT SELFISHNESS. ...