O amcasına bitişik yaşadı.
- He lived next to his uncle.
O, o binaya bitişiktir.
- It's next to that building.
Çelik binanın bitişiğinde papatyalar var.
- There are daisies next to the steel building.
Temizlik, dindarlığın yanındadır.
- Cleanliness is next to godliness.
Onun yanında, ben bizim sınıfta en hızlı koşucuyum.
- Next to him, I'm the fastest runner in our class.
İkizler o kadar benziyorlar ki birini diğerinden ayırt etmek neredeyse imkansız.
- The twins look so much alike it's next to impossible to distinguish one from the other.
Tom'un cüzdanında neredeyse bir şey yok.
- Tom has next to nothing in his wallet.
She came abeam the crippled ship.