Look at the seventh line from the bottom on page 34.
- 34. sayfada alttan yedinci satıra bak.
The trousers were worn at the bottom.
- Pantolon alttan giyilirdi.
Tom squatted down to put something on the lower shelf.
- Tom alt rafa bir şey koymak için çömeldi.
My lower left back tooth hurts.
- Benim sol alt arka dişim ağrıyor.
Alchemists tried to turn base metals such as lead into gold.
- Simyagerler kurşun gibi baz metalleri altına dönüştürmeye çalıştı.
Alchemists tried to transmute base metals into gold and silver.
- Simyagerler adi metalleri altına ve gümüşe dönüştürmeye çalıştılar.
The young woman under that tree looks sad.
- Şu ağacın altındaki genç kadın üzgün görünüyor.
These games are listed under the adult category.
- Bu oyunlar yetişkin kategorisi altında listelenmiş.
Tom squatted down to put something on the lower shelf.
- Tom alt rafa bir şey koymak için çömeldi.
I have a bad pain in my lower back.
- Sırtımın alt tarafında berbat bir ağrım var.
They were playing footsie under the table.
- Onlar masa altından ayakla birbirlerini taciz ediyorlardı.
The footnotes are at the bottom of the page.
- Dipnotlar sayfanın alt kısmındadır.
For that reason, temporary workers are working under inferior conditions.
- Bu yüzden, geçici işçiler kötü şartlar altında çalışıyorlar.
Don't change sentences that are correct. You can, instead, submit natural-sounding alternative translations.
- Doğru olan cümleleri değiştirmeyiniz. Bunun yerine, doğal-görünen alternatif çeviriler önerebilirsiniz.
Hundreds of fields were submerged in the flood.
- Yüzlerce alan sel suları altında kaldı.
She wants to invest in our company's infrastructure.
- O bizim şirketimizin altyapısına yatırım yapmak istiyor.
Climate change, civil war, financial hardship, and infrastructural chaos have all caused turmoil in this country.
- İklim değişimi, iç savaş,finansal zorluk ve altyapısal kaosun hepsi bu ülkede karışıklığa neden olmuştu.
Sign at the bottom, please.
- Alt tarafı imzalayın lütfen.
I live on the bottom floor.
- Ben alt katta yaşıyorum.
Tom crawled underneath the bed.
- Tom yatağın altında süründü.
Underneath we wrote the names of the students in our class.
- Altına bizim sınıftaki öğrencilerin adlarını yazdık.
You've upset my life.
- Hayatımı alt üst ettin.
Tom is going to be upset if Mary doesn't do that.
- Mary onu yapmazsa Tom altüst olacak.