Ben toplantıda tercüman olarak görev yaptım.
- I acted as interpreter at the meeting.
Dr Beyaz bizim tercümanımız olarak görev yapmıştır.
- Dr. White acted as our interpreter.
O, onu bir çevirmen olarak işe aldı.
- She hired him as an interpreter.
Tom Mary'yi bir çevirmen olarak işe aldı.
- Tom hired Mary as an interpreter.
Çünkü ben bir çevirmen olmak istiyorum.
- Because I want to be a translator.
Çoğunluğu değilsede, çok sayıda profesyonel çevirmen sadece kendi ana dillerine çeviri yapmaktadırlar.
- Many, if not most, professional translators only translate into their native language.
İyi bir tercüman olmak için, sanırım Tom yeteneklerini biraz daha geliştirmeli.
- To be a good translator, I think Tom needs to hone his skills a bit more.
İtalyanlara göre tercümanlar hain.
- According to the Italians, translators are traitors.
Wei Li had to interpret the whole speech, and they didn't even give her any study materials beforehand.