Erkek kardeşim benim yediğimin iki katı kadar yemek yiyor.
- My brother eats twice as much as I do.
Birkaç şey bize müzik kadar çok zevk verir.
- Few things give us as much pleasure as music.
Mümkün olduğu kadar tünellerden kaçınmaya çalışacağım.
- I will try to avoid tunnels as much as possible.
Çin'e gidersem, bu mümkün olduğu kadar çok Çince konuşmak amacıyla olurdu.
- If I go to China, it would be for the purpose of speaking Chinese as much as possible.
Erkek kardeşim benim yediğimin iki katı kadar yemek yiyor.
- My brother eats twice as much as I do.
Ben elimden geldiği kadar yardımcı olacağım.
- I will help as much as I can.
Mary'nin onu sevdiği kadar çok Tom Mary'yi sevmiyordu.
- Tom didn't love Mary as much as she loved him.
Tom beni otuz dolara istediğin kadar çok yiyebileceğin bir restorana götürdü.
- Tom took me to a restaurant where you can eat as much as you want for thirty dollars.
... This map makes it so much easier to understand how to ...
... arguer, and much else. ...