Believe it or not, I can actually draw.
- İster inanın ister inanmayın, ben aslında resim çizebilirim.
She looks young, but she's actually older than you are.
- O genç görünüyor, ama o aslında senden daha yaşlıdır.
I like the original better than the remix.
- Aslını remiksten daha çok seviyorum.
Football originally meant a game played with a ball on foot - unlike a game played on horseback, such as polo.
- Polo gibi at sırtında oynanılan bir oyunun aksine futbol aslında ayakla oynanılan bir top oyunu demekti.
All animals, except man, know that the principal business of life is to enjoy it.
- Bütün hayvanlar, insanın dışında, yaşamın asıl işinin ondan zevk almak olduğunu biliyor.
He explained the main purpose of the plan.
- Planın asıl amacını açıkladı.
No matter what your main purpose is in reading, books should never fail to provide contentment and satisfaction.
- Okumaktan asıl maksadın ne olursa olsun, kitaplar sana her zaman memnuniyet ve tatminkârlık duygusu verecektir.
The Normans abandoned their original language.
- Normanlar asıl dillerini bıraktılar.
This land was expropriated from its original owner decades ago.
- Bu arazi on yıllar önce asıl sahibinden kamulaştırılmıştır.
Tom majored in literature at the university.
- Tom üniversitede edebiyatı asıl branş olarak aldı.
Kate is majoring in German.
- Kate asıl branş olarak Almancayı alıyor.
If that is the real aim, naturally I would not know about that.
- Asıl amaç buysa bilmem tabii.
Examinations interfere with the real purpose of education.
- Sınavlar eğitimin asıl amacına müdahale eder.
Ali learnt the Persian language to be able to read the The Mathnawi of Jalaluddin Rumi in original text.
- Ali, Mevlana'nın Mesnevisini asıl metninden okuyabilmek için Farsça öğrendi.
The Normans abandoned their original language.
- Normanlar asıl dillerini bıraktılar.
All of your accusations are without foundation. She's innocent and we're going to prove it.
- Suçlamalarınızın hepsi asılsız. O masum ve biz bunu kanıtlayacağız.
Your plan sounds good, but the bottom line is: will it bring us more business?
- Planın iyi görünüyor fakat asıl önemli olan şu: bize daha çok iş getirir mi?
I'm sure Tom will be able to get to the bottom of it.
- Tom'un bunun asıl sebebini bulabileceğinden eminim.
Some countries use ordinal numbers to count millennia, whereas others count them using cardinal numbers.
- Bazı ülkeler bin yıllık dönemi saymak için sıra numaralarını kullanırken, diğerleri asıl sayıları kullanarak sayarlar.
The true killer responsible for her murder is you!
- Onun cinayetinden sorunlu asıl katil sensin!
What are Tom's true intentions?
- Tom'un asıl niyeti ne?
If that is the real aim, naturally I would not know about that.
- Asıl amaç buysa bilmem tabii.