Mayınlar olduğu için nevigasyon zordu.
- Navigation was difficult because there were mines.
Mayın tarayıcının amacı, mayınları patlatmadan mayın tarlasını temizlemektir.
- The objective of Minesweeper is to clear the minefield without detonating the mines.
Senin fikrinle benimki arasında temel bir fark vardır.
- There is a fundamental difference between your opinion and mine.
Onun evi benimkinin çevresindedir.
- Her house is in the neighborhood of mine.
Yanımda her zaman bir şişe maden suyu taşırım.
- I always carry a bottle of mineral water with me.
Bu maden gelecek ay kapanacak.
- This mine will close down next month.
Senin planın benimkinden daha iyi görünüyor.
- Your plan seems better than mine.
Onun bisikleti benimkinden daha iyi.
- Her bike is better than mine.
Bu ülke maden kaynakları açısından zengindir.
- This country is rich in mineral resources.
Meyve ve sebzeler vitamin, mineral ve lif için iyi bir kaynaktır.
- Fruit and vegetables are a good source of vitamins, minerals and fibre.
Avustralya'da her gün bir milyon tonun üzerinde kömür çıkarılıyor.
- More than one million tons of coal are mined each day in Australia.
Eğer senin cevabın doğruysa bundan da şu sonuç çıkar ki benim ki yanlış.
- If your answer is correct, it follows that mine is wrong.
Madencilik ile ilgili olan Minecraft adlı bir oyun var.
- There’s a game called Minecraft that is about mining.
Crater of Diamonds State Park is the only place in the world where visitors can mine their own diamonds.
We had to slow our advance after the enemy mined the road ahead of us.
... I was there and I brought along a friend of mine ...
... There's a friend of mine who says, ...