Yakınlarda bir posta kutusu var mı?
- Is there a mailbox near here?
Yakınlarda bir çiçek mağazası var.
- There is a flower shop near by.
Yoldan geçerken az kalsın araba çarpıyordu.
- He was nearly hit by the car while crossing the street.
Bu ev yakında, iki yatak odası ve bir oturma odası var, ve dekorasyonu kötü değil; ayda 1500.
- This house is nearby, it has two bedrooms and a living room, and the decoration isn't bad; it's 1500 a month.
Kasabada veya kasabanın yakınında bir veya iki büyük fabrika kurulduysa, insanlar iş bulmaya gider, ve yakında bir endüstriyel alan büyümeye başlar.
- After one or two large factories have been built in or near a town, people come to find work, and soon an industrial area begins to develop.
Sözlük yaklaşık yarım milyon kelime toplar.
- The dictionary gathers nearly half a million words.
Doğum günün yaklaşıyor.
- Your birthday is drawing near.
Bizim öğretmen yakında yaşıyor.
- Our teacher lives close by.
Tom oldukça yakında yaşıyor.
- Tom lives quite close by.
Kasabada veya kasabanın yakınında bir veya iki büyük fabrika kurulduysa, insanlar iş bulmaya gider, ve yakında bir endüstriyel alan büyümeye başlar.
- After one or two large factories have been built in or near a town, people come to find work, and soon an industrial area begins to develop.
Buranın yakınında iyi bir Tayland restoranı var.
- There's a nice Thai restaurant near here.
Neredeyse araba beni ezecekti.
- I was nearly run over by a car.
Neredeyse boğuluyordum.
- I came near to being drowned.
Araba frenleri sıkıştığında neredeyse bir kaza yapıyorduk.
- We nearly had an accident when the car brakes jammed.
Amerika'da, benim programım hemen hemen her gün farklı ve benzersizdir.
- In America, my schedule is different and unique nearly every day.
Hemen hemen hiç yakın dostu yoktur.
- She has nearly no close friends.