Uçağımız yoğun sis nedeniyle inemedi.
- Our plane couldn't land on account of the dense fog.
Dünya güneş sisteminin en yoğun gezegenidir.
- Earth is the densest planet of the Solar System.
Adam sık bir ormanda saklanıyordu.
- The man was hiding in a dense forest.
Onlar ya barakada ya da mağarada.
- They're either in the shed or in the den.
Tom, Mary'nin ne kadar kalın kafalı olduğuna inanamıyor.
- Tom can't believe how dense Mary is.
Tom, Mary'nin ne kadar kalın kafalı olduğuna inanamıyor.
- Tom can't believe how dense Mary is.
Dünyanın yuvarlak olduğu gerçeğini kimse inkar edemez.
- No one can deny the fact that the earth is round.
Kara delikler çok yoğundur.
- Black holes are very dense.
Red Dragon tanınmış bir kumar ve esrarkeş batakhanesi.
- The Red Dragon is a well-known gambling and opium den.
From my own experience, illness often comes from sleeplessness.
- Benim kendi deneyimlerinden, hastalık çoğunlukla uykusuzluktan kaynaklanıyor.
Winds from the sea are humid.
- Denizden gelen rüzgarlar nemlidir.
Through trial and error, he found the right answer by chance.
- Deneme yanılma yoluyla doğru cevabı buldu.
The river which flows through London is called the Thames.
- Londra'dan akan nehre Thames denir.
This machine is out of order. Please try again later.
- Bu makine bozuk. Lütfen daha sonra tekrar deneyiniz.
The situation quickly got out of hand.
- Durum hızla denetimden çıktı.
To make up for his unpleasant experiences in the hospital, Tom drank a little more than he should have.
- Hastanedeki kötü deneyimlerini telafi etmek için, Tom içmesi gerekenden biraz daha fazla içti.
To compensate for his unpleasant experiences in the hospital, Tom drank a little more than was good for him.
- Hastanedeki tatsız deneyimleri telafi etmek için, Tom onun için faydalı olandan biraz daha fazla içti.
After the wind has stopped, let's sail the boat off to the open sea.
- Rüzgar durduktan sonra, tekneyle açık denize yelken açalım.
He lost his balance and fell off his bicycle.
- Dengesini kaybetti ve bisikletinden düştü.
The football manager tried an elaborate new tactic but it didn't come off.
- Futbol yöneticisi ayrıntılı bir yeni taktik denedi, ancak başarıya ulaşmadı.