doğmuş

listen to the pronunciation of doğmuş
Türkisch - Englisch
borne
engendered
born

My father was born in Matsuyama in 1941. - Babam 1941'de Matsuyama'da doğmuş.

I would rather have been born in Japan. - Japonya'da doğmuş olmayı tercih ederdim.

doğ
birth date

May I have your birth date? - Doğum tarihinizi alabilir miyim?

My water broke on the evening of the predicted birth date. - Önceden belirlenen doğum tarihinin akşamında suyum kesildi..

erken doğmuş
(Tıp) untimely
erken doğmuş
(Tıp) precocious
doğ
be born

Be born, get married, and die; always bring money. - Doğmak, evlenmek ve ölmek, her zaman para getirir.

If I were to be born a second time, I would like to be Canadian. - Ben ikinci kez doğacak olsam Kanadalı olmak isterim.

israil'de doğmuş israilli
Israelis born in Israel
doğ
birth

I got you a pen as a birthday present. - Doğum günü hediyesi olarak sana kalem aldım.

Tomorrow's my birthday. - Yarın benim doğum günüm.

doğ
(abbr. for doğum)
doğ
on
erken doğmuş
abortive
evlilik dışı doğmuş
born out of wedlock
hamilelikteki uyuşturucudan çarpık doğmuş bebek
thalidomide baby
hamilelikteki uyuşturucudan çarpık doğmuş çocuk
thalidomide child
ikiz doğmuş
twinborn
kadir gecesi doğmuş
born lucky
vaktinden önce doğmuş çocuk
premature baby
yaşayabilecek halde doğmuş
(Hukuk) viable
yeni doğmuş
newborn

A newborn baby is 78 percent water. Adults are 55-60 percent water. - Yeni doğmuş bir bebeğin yüzde 70'i sudur. Yetişkinlerin yüzde 55-60'ı sudur.

A newborn baby is liable to fall ill. - Yeni doğmuş bir bebek hasta olmaya eğilimlidir.

yeniden doğmuş
reborn

If I were reborn, I would want to learn the violin. - Yeniden doğmuş olsaydım keman öğrenmek isterdim.

I feel like I've been reborn. - Yeniden doğmuşum gibi hissediyorum.

ölü doğmuş
stillborn
önce doğmuş çocuk
premature baby
özgür doğmuş
free-born
Türkisch - Türkisch
doğma
panihade
zade