Berbat bir çığlık sesi onu ürpertti.
- The sound of an awful scream made him shudder.
O şarkıcının berbat bir sesi var.
- That singer has an awful voice.
Söylediğim şey hakkında çok çok kötü hissediyorum.
- I feel awful about what I said.
Ona böyle korkunç şeyler söyledim. Ben çok kötü hissediyorum.
- I said such horrible things to him. I feel so awful.
Bu korkunç köpeği nereden buldun?
- Where did you find this awful dog?
Bugün hava korkunç sıcak.
- It's awfully hot today.
Tom çok yorgun görünüyor.
- Tom does seem awfully tired.
Burada çok az mağaza var ve sinema da korkunç.
- There are very few shops and the cinema is awful.
Onun konuşması müthiş sıkıcıydı.
- His speech got awfully boring.
Ne müthiş bir dünyada yaşıyoruz!
- What an awful world we live in!