Aslında, yerleşik halk radyoaktif ışınlara maruz kalmaktadır.
- In fact, the inhabitants have been exposed to radioactive rays.
Eğer Allah bizimleyse, sonra kim bize karşı çıkabilir?
- If God is with us, then who can be against us?
Kim Kardashian Türkiye karşıtı bir kampanya başlattı, bundan dolayı onu asla beğenmiyorum.
- Kim Kardashian started a campaign against Turkey, so I never like her.
Birçok tehlikelere maruz kaldı.
- He was exposed to many dangers.
Komutan adamlarını silah atışına maruz bıraktı.
- The commander exposed his men to gunfire.
O, yasalara aykırıdır.
- This is against the law.
O, yasalara aykırıdır.
- That's against the law.
Yen dolar karşısında yüzde 10 değer kazandı.
- The yen appreciated 10 percent against the dollar.
Avrupa para birimleri dolar karşısında zayıfladı.
- European currencies weakened against the dollar.
Şimdi her şey ortada.
- Now everything's exposed.
Tepe ortada, ağaçsız.
- The hill is exposed, with no trees.
Nükleer savaşa karşı olmak için kuantum fiziğinde bir doktoraya ihtiyacın yok.
- You don't need a PhD in quantum physics to be against nuclear war.
Askerler düşman ateşine maruz kaldı.
- The soldiers were exposed to the enemy's fire.
Her zaman birtakım tehlikeye maruz kalırız.
- We are always exposed to some kind of danger.
Fadıl karanlık sırrını açıkladı.
- Fadil exposed his dark secret.
... in this course. The kind of ideas that you will be exposed to in the remainder of your ...
... is ultimately when one takes the longest view the kinds of ideas that you were exposed to ...