Ben haftalardır senden haber almak için can atıyorum.
- I've been looking forward to hearing from you for weeks.
Sanırım Tom senden çok şey öğrenebilirdi.
- I think Tom could learn a lot from you.
Tarihin bize öğrettiği şey insanların ondan bir şey öğrenmemiş olmasıdır.
- What history teaches us is that men have never learned anything from it.
Hayat ondan ne beklediğine karar verdiğinde başlar.
- Life starts when you decide what you are expecting from it.
O, yıllar önce ondan kitabı ödünç aldı ve onu henüz iade etmedi.
- She borrowed the book from him many years ago and hasn't yet returned it.
Kitabı ondan ödünç aldı.
- She borrowed the book from him.
Tom, John'un ondan ödünç para almaya çalışacağı konusunda Mary'yi uyardı.
- Tom warned Mary that John would try to borrow money from her.
Bu eski madeni paraları ondan aldım.
- I got these old coins from her.
Onun bisikleti bundan farklıdır.
- His bicycle is different from this one.
Birisi bundan ne kazanır?
- What does one profit from this?
... And one of the examples you were mentioning at lunch today ...
... - I LOVE YOU ALL. - ( chuckles ) ...