Advanced countries must give aid to developing countries.
- Gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkelere yardım etmeliler.
India is a developing country.
- Hindistan gelişmekte olan bir ülkedir.
Advanced countries must give aid to developing countries.
- Gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkelere yardım etmeliler.
Commerce led to the development of cities.
- Ticaret şehirlerin gelişmesine neden oldu.
The development of applications for Android is possible from today.
- Android uygulamaların gelişmesi bugünden itibaren mümkündür.
We are all looking forward to your coming.
- Gelişinizi sabırsızlıkla bekliyoruz.
I'm looking forward to your coming to Japan.
- Japonya'ya gelişini dört gözle bekliyorum.
Possibly, the accident will delay his arrival.
- Kaza onun gelişini muhtemelen geciktirecek.
Keiko informed him of her safe arrival.
- Keiko onun güvenli bir şekilde gelişini ona bildirdi.
Tom is making great progress in French.
- Tom Fransızcada büyük gelişme sağlıyor.
He has made little progress in his English.
- O, İngilizcesinde az gelişme yaptı.
The recent advances in medicine are remarkable.
- Tıptaki son gelişmeler dikkat çekicidir.
Recent advances in medicine are remarkable.
- Tıptaki son gelişmeler dikkat çekiyor.
Improvements in technology helped them succeed.
- Teknolojideki gelişmeler onların başarmasına yardım etti.
American-British relations showed improvement.
- Amerikan-İngiliz ilişkileri gelişme gösterdi.
Trade between the two countries has been steadily growing.
- İki ülke arasındaki ticaret sürekli gelişiyor.
I want to build up my vocabulary.
- Kelime haznemi geliştirmek istiyorum.
Reading helps you build up your vocabulary.
- Okumak kelime dağarcığınızı geliştirmenize yardım eder.
Our work began to flourish.
- İşlerimiz gelişmeye başladı.
Civilization has flourished for hundreds of years in this hidden land.
- Medeniyet bu gizli topraklarda yüzlerce yıldır gelişti.
The tribe wasn't delighted about the advent of the peacemaker.
- Kabile arabulucunun gelişi hakkında memnun değildi.
The advent of the euro is the beacon for the new millennium.
- Euronun gelişi yeni binyılın işaretidir.
Change can sometimes be difficult, but it can also open up new opportunities and be a means of personal growth and development.
- Değişim bazen zor olabilir, ancak yeni fırsatlar yaratabilir ve kişisel büyüme ve gelişme aracı olabilir.
Our work began to flourish.
- İşlerimiz gelişmeye başladı.