hayatta kalan

listen to the pronunciation of hayatta kalan
Türkisch - Englisch
survivor

Are there any survivors? - Hiç hayatta kalan var mı?

Tom donated money to the Red Cross to help survivors of the earthquake. - Tom depremden hayatta kalanlara yardım etmek için Kızıl haça para bağışladı.

surviving

The surviving refugees longed for freedom. - Hayatta kalan mültecilerin özgürlük gözünde tütüyor.

Tom has three surviving children. - Tom'un hayatta kalan üç çocuğu var.

hayatta kal
survive

The desire to survive and the fear of death are artistic sentiments. - Hayatta kalma arzusu ve ölüm korkusu artistik duygulardır.

Tom thought he had a chance to survive. - Tom, hayatta kalma şansı olduğunu düşündü.

hayatta kal
{f} surviving

The surviving refugees longed for freedom. - Hayatta kalan mültecilerin özgürlük gözünde tütüyor.

It was quite fascinating to see how these men were surviving. - Bu adamların nasıl hayatta kaldıklarını görmek oldukça etkileyiciydi.