War is a crime against humanity.
- Savaş, insanlık dışı bir suçtur.
A lot of human deaths are caused by smoking cigarettes.
- İnsan ölümlerinin çoğuna, sigara dumanı neden olmuştur.
Many people worry about paying their bills.
- Bir sürü insan faturalarını ödeme konusunda endişeleniyor.
The man has two feet.
- İnsanın iki ayağı vardır.
Language changes as human beings do.
- İnsanoğlu değiştikçe dil de değişir.
Human beings succeeded in flying into space.
- İnsanoğlu uzaya uçmayı başardı.
He has done many things for poor people.
- O, yoksul insanlar için pek çok şey yaptı.
A Japanese person would never do such a thing.
- Bir Japon insanı böyle bir şeyi asla yapmazdı.
Isn't that the most humane punishment for criminals?
- Bu, suçlular için en insancıl ceza değil midir?
Language changes as human beings do.
- İnsanoğlu değiştikçe dil de değişir.
All human beings are born free and equal in dignity and rights. They are endowed with reason and conscience and should act towards one another in a spirit of brotherhood.
- Tüm insanlar özgür, şeref ve haklar bakımından eşit doğar. Akıl ve vicdana sahiplerdir ve birbirlerine karşı kardeşlik ruhuyla hareket etmelidir.
Tom doesn't like it when people invade his personal space by standing too close to him.
- İnsanlar ona çok yakın durarak onun kişisel alanını istila ettiğinde Tom bunu sevmez.
People have different personalities.
- İnsanların farklı kişilikleri var.
After one or two large factories have been built in or near a town, people come to find work, and soon an industrial area begins to develop.
- Kasabada veya kasabanın yakınında bir veya iki büyük fabrika kurulduysa, insanlar iş bulmaya gider, ve yakında bir endüstriyel alan büyümeye başlar.
People should be honest with one another.
- İnsanlar birbirlerine karşı dürüst olmalı.
You're a terrible judge of character.
- Sen kötü bir insan sarrafısın.
He's a good judge of character.
- O iyi bir insan sarrafı.
He is not a good person.
- O iyi bir insan değil.
I am an honest person.
- Ben dürüst bir insanım.
A lot of people think that bats are birds.
- Birçok insan yarasaların kuş olduğuna inanıyor.
The people don't like the birds.
- İnsanlar kuşları sevmiyorlar.
Each human being is an individual.
- Her insan bir bireydir.
This book says the earliest man-made bridges date back to the New Stone Age.
- Bu kitap en eski insan yapısı köprülerin Yeni Taş Çağına kadar uzandığını söylüyor.
Poverty is not an accident. Like slavery and apartheid, it is man-made and can be removed by the actions of human beings.
- Yoksulluk tesadüf değildir. Kölelik ve apartheid gibi insan ürünüdür ve insan etkinlikleriyle ortadan kaldırılabilir.
After First Contact, the material and spiritual development of humanity flourished.
- İlk temastan sonra, insanlığın maddesel ve ruhsal gelişimi ilerledi.
All human beings are born free and equal in dignity and rights. They are endowed with reason and conscience and should act towards one another in a spirit of brotherhood.
- Tüm insanlar özgür, şeref ve haklar bakımından eşit doğar. Akıl ve vicdana sahiplerdir ve birbirlerine karşı kardeşlik ruhuyla hareket etmelidir.
All human beings are mortal.
- Bütün insanlar ölümlüdür.
We know that all men are mortal.
- Tüm insanların ölümlü olduğunu biliyoruz.
War is a crime against humanity.
- Savaş, insanlık dışı bir suçtur.
Music is a common speech for humanity.
- Müzik insanlık için ortak bir dildir.
Eating animals is not that different from anthropophagy or cannibalism.
- Hayvanları yeme, insan yeme ve yamyamlıktan o kadar farklı değildir.
What anthropoid would your girlfriend be most like? What a question... Well, um... An orangutan, I guess.
- Kız arkadaşını en çok hangi insansı maymuna benzetirdin? Ne biçim bir soru ... Peki, um ...Sanırım, bir orangutan.
He is a very forgetful fellow.
- O, çok unutkan bir insandır.
Man is the only creature that consumes without producing. He does not give milk, he does not lay eggs, he is too weak to pull the plough, he cannot run fast enough to catch rabbits.
- İnsan, üretmeden tüketen tek yaratıktır. Süt vermez, yumurtlamaz, pulluğu çekmek için çok zayıf, tavşanları yakalamak için yeterince hızlı koşamaz.
Human beings are social creatures.
- İnsanlar sosyal yaratıklardır.