The deep layers of the ocean is still almost unexplored.
- Okyanusun derin katmanları hâlâ neredeyse keşfedilmemiş.
The sea bottom is still unexplored.
- Deniz dibi hala keşfedilmemiş.
We're in uncharted territory here.
- Biz burada keşfedilmemiş bölgedeyiz.
An intellectual is a person who has discovered something more interesting than sex.
- Bir aydın, seksten daha ilginç bir şey keşfetmiş bir kişidir.
He discovered a new star.
- Yeni bir yıldız keşfetti.
The Europeans began exploring the Americas in the late 15th century.
- Avrupalılar, Amerikaları 15. yüzyıl sonunda keşfetmeye başladılar.
He enjoys exploring remote areas.
- Uzak bölgeleri keşfetmekten hoşlanır.
I want to explore the world and go on an adventure.
- Dünyayı keşfetmek ve bir maceraya devam etmek istiyorum.
The explorers discovered a skeleton in the cave.
- Araştırmacılar mağarada bir iskelet keşfettiler.