konferanslar

listen to the pronunciation of konferanslar
Türkisch - Englisch
(Bilgisayar,Eğitim) conferences

They invite us to their conferences. - Onlar bizi konferanslarına davet ediyor.

I'm sick of conferences these days. - Bu günlerde konferanslardan bıktım.

lectures

Many of the students felt that the professor should have spent more time preparing his lectures. - Öğrencilerden çoğu profesörün konferanslarını hazırlarken daha fazla zaman harcaması gerektiğini hissettiler.

You are sensitive about lectures. - Konferanslar hakkında hassassın.

konferans
(Hukuk) conference

What does she think about the conference results? - O, konferans sonuçları hakkında ne düşünüyor?

The room was jam-packed with reporters waiting for the press conference to begin. - Oda basın konferansının başlamasını bekleyen muhabirlerle tıka basa doluydu.

konferans
lecture

The lecture started on schedule. - Konferans vaktinde başladı.

His last lecture at Waseda brought down the house. - Onun Waseda'daki son konferansı evi aşağı indirdi.

konferans
{i} proceeding
konferans
(Bilgisayar) conferencing
konferans
public lecture
konferans
reading
konferans
news conference
konferans
thinkin
konferans
(international) conference
Türkisch - Türkisch

Definition von konferanslar im Türkisch Türkisch wörterbuch

KONFERANS
(Osmanlı Dönemi) Fr. Dinleyicilere herhangi bir mevzu hakkında bilgi vermek gayesiyle yapılan konuşma
konferans
Milletlerarası bir sorunun çözülmesi için yapılan toplantı: "Hatta milletlerarası konferanslara gazetelerde adı geçebilecek, yüksek seviyeli bir konuşucu mu yollarız."- F. R. Atay
konferans
Milletler arası bir sorunun çözülmesi için yapılan toplantı
konferans
Dinleyicilere bilim, sanat, edebiyat gibi bir konuda bilgi vermek için yapılan konuşma
konferans
Dinleyicilere bilim, sanat, edebiyat gibi bir konuda bilgi vermek için yapılan konuşma: "Hiçbir konferansa zevkle gittiğimi hatırlamam."- O. V. Kanık