kontrol edilemeyen

listen to the pronunciation of kontrol edilemeyen
Türkisch - Englisch
out of hand
uncurbed
out of control
out-of-control
{s} uncontrolled
kontrol et
{f} check

Hope is when you suddenly run to the kitchen like a mad man to check if the empty chocolate cookie box you just finished an hour ago is magically full again. - Ümit; bir saat önce bitirdiğin çikolatalı çörek kutusunun sihirle tekrar dolup dolmadığını kontrol etmek için çılgın bir adam gibi birdenbire mutfağa doğru koştuğundadır.

He checked that all the doors were safely shut. - Bütün kapıların güvenli bir şekilde kapatılıp kapatılmadığını kontrol etti.

kontrol et
check it out

Should I go check it out? - Onu kontrol etmeye gitmeli miyim?

I want to check it out. - Bunu kontrol etmek istiyorum.

kontrol et
{f} overhaul
kontrol et
{f} control

Try to control yourselves. - Kendinizi kontrol etmeye çalışın.

Some things in life are beyond our ability to control. - Hayatta bazı şeyler kontrol etme yeteneğimizin ötesindedir.

kontrol et
{f} discipline
kontrol et
{f} controlling

I have trouble controlling my anger. - Öfkemi kontrol etmekte zorlanıyorum.

Would it be fair to say you have a problem controlling your anger? - Öfkenizi kontrol etmekte bir sorununuzun olduğunu söylemek adil olur mu?

kontrol et
{f} controlled

Tom wanted to hit Mary, but he controlled himself. - Tom Mary'ye vurmak istedi ama kendini kontrol etti.

The government of the Inca Empire controlled everything. - İnka İmparatorluğu yönetimi her şeyi kontrol etti.

kontrol et
checked

He checked that all the doors were safely shut. - Bütün kapıların güvenli bir şekilde kapatılıp kapatılmadığını kontrol etti.

Tom checked his rearview mirror before pulling out into traffic. - Tom trafiğe çıkmadan önce dikiz aynasını kontrol etti.

kontrol edilemeyen
Favoriten