Başkalarına güzel bir şekilde davranmak benim için çok zordu.
- It was hard for me to act pleasantly to others.
Bugün güzel bir gündü.
- Today was a pleasant day.
Sesi dinlemek için hoş.
- Her voice is pleasant to listen to.
Eski arkadaşımla buluşmak çok hoştu.
- Meeting my old friend was very pleasant.
Kırsalda gezmeyi zevkli buldum.
- I found it pleasant walking in the country.
Platoda yürüyüş yapmak zevklidir.
- It's pleasant to take a walk on the plateau.
Sevgi dolu yaşlı bir çifti izlemek keyifli.
- It is pleasant to watch a loving old couple.
Ne keyifli bir yolculuk yaptık!
- What a pleasant journey we had!