pronoun thine 1

listen to the pronunciation of pronoun thine 1
Englisch - Türkisch

Definition von pronoun thine 1 im Englisch Türkisch wörterbuch

yours
saygılarımla
yours
seninki

Benim görüşüm seninkine benzer. - My opinion is similar to yours.

Seninki çok garip bir hikaye. - Yours is a very strange story.

yours
yours truly hürmetle
yours
ben

Kendini benim yerime koy. - Put yourself in my position.

O bakımdan benim görüşüm sizinkinden farklıdır. - In that respect, my opinion differs from yours.

yours
senin

Defter senin değil, onundur. - The notebook is not yours. It's his.

Senin bu iş planı neredeyse çok iyimser görünüyor. Bütün söyleyebileceğim onun bir boş hayalden daha fazlası olduğunu ummamdır. - This business plan of yours seems almost too optimistic. All I can say is I hope it's more than just wishful thinking.

yours
sizin

Bizim okulumuz sizinkiyle aynı büyüklükte değildir. - Our school was not the same size as yours.

O bakımdan benim görüşüm sizinkinden farklıdır. - In that respect, my opinion differs from yours.

yours
sizinki

Kaoru, şimdiye kadar en iyi tepki sizinki - büyük ödülü kazanırsınız. - Kaoru, yours is the best reaction so far - you win the grand prize.

O bakımdan benim görüşüm sizinkinden farklıdır. - In that respect, my opinion differs from yours.

yours
sizinkiler

Sanırım bunlar sizinkiler. - I think these are yours.

Bizim çocuklar okulda; sizinkiler nerede? - Our children are at school; where are yours?

yours
seninkiler

Benim ayakkabılarım seninkilerden daha büyük. - My shoes are bigger than yours.

Tüm çabalarım seninkilerle karşılaştırıldığında hiçbir şey. - All my efforts are nothing in comparison with yours.

yours
sizlerinki
Englisch - Englisch
yours