Kolonlar sağlam bir temel sağlamaktadır.
- Columns provide a solid foundation.
O ailesinin geçimini sağlamaktadır.
- He provides for his family.
O, yolcuya yiyecek ve giyecek sağladı.
- She provided the traveler with food and clothing.
Ben ailem için yiyecek ve giyecekler sağlayabilirim.
- I am able to provide food and clothes for my family.
Senin ve kız kardeşinin ihtiyaçlarını karşılamak için elimden gelenin en iyisini yapıyorum.
- I'm trying my best to provide for you and your sister.
O ihtiyaçlarını karşılamak için bir karıya ve iki küçük çocuğa sahiptir.
- He has a wife and two young children to provide for.
... they carry people places. They provide traction, they pull plows, they pull carts. Other ...
... impact on how difficult it is to feed, house, shelter, educate, and provide health for the ...