Kamu yararına saygı duyulmalıdır.
- The public convenience should be respected.
Önemli olan, kamuoyunun sizi nasıl algıladığıdır.
- What matters is the way the public perceives you.
Kale restore edildi ve halka açık.
- The castle has been restored and is open to the public.
Tom halkın huzurunda asla şarkı söylemez.
- Tom never sings in public.
Almanya'da her şey için ödeme yapmak zorundasın, umumi tuvaleti kullanmak için bile.
- In Germany, you have to pay for everything, even to to use a public bathroom.
Çok hijyenik olmadıkları için umumi tuvaletleri kullanmayı reddediyorum.
- I refuse to use public restrooms, as they are very unhygenic.
Kamuoyu yoklamaları hükümete olan güveni ölçen göstergelerdir.
- Public opinion polls are barometers of confidence in the government.
Hackerlar, özel ya da kamuya açık ağlara gizlice girmek için yeni yollar arıyorlar.
- Hackers find new ways of infiltrating private or public networks.
Çiftler burada halk içinde genellikle el ele tutuşmazlar.
- Couples don't usually hold hands in public here.
Ben bir genel liseye gittim.
- I went to a public high school.
Çevrimiçi yaptığın bir şeyin aleni olduğunu varsaymalısın.
- You should assume that anything you do online is public.
Bir veri yapısının tüm bileşenleri varsayılan olarak herkese açıktır.
- All the elements of a data structure are public by default.
Bir hayran sayfası her zaman herkese açıktır.
- A fan page is always public.
Dilinizi halk içinde konuşmaktan neden utanıyorsunuz?
- Why are you ashamed to speak your language in public?
Çiftler burada halk içinde genellikle el ele tutuşmazlar.
- Couples don't usually hold hands in public here.
Seçilmek istiyorsan kamusal imajını geliştirmek zorunda kalacaksın.
- If you want to get elected, you're going to have to improve your public image.
Avrupa'da kamusal alanın yokluğu gitgide daha fazla hissediliyor.
- The lack of a public sphere in Europe is being felt more and more keenly.
Japon mali otoriteleri ekonomik yönetimlerinde ulusal güveni yenilemek için önlemleri tartıyorlar.
- The Japanese fiscal authorities are weighing measures to restore public confidence in their economic management.
Şarkıcı ve aktris Selena Gomez mesleğine yedi yaşındayken çocukların ulusal televizyon gösterisi Barney and Friends'te başladı.
- Singer and actress Selena Gomez started her career at age seven on the children's public television show Barney and Friends.
Hackerlar, özel ya da kamuya açık ağlara gizlice girmek için yeni yollar arıyorlar.
- Hackers find new ways of infiltrating private or public networks.
Gerçekler uzun yıllar boyunca açıklanmadı.
- The facts did not become public for many years.
Bu bahçe halka açıktır.
- This garden is open to the public.
Kale restore edildi ve halka açık.
- The castle has been restored and is open to the public.
Her yerde insanlar dünya barışına adanmış kamu liderleri için özlem duyuyorlar.
- People everywhere yearn for public leaders dedicated to world peace.
Bush and Blair stand condemned by their own publics and face imminent political extinction.
They did not oppose the project just because they feared public opinion.
- They didn't oppose the project just because they feared public opinion.
Tom doesn't like to speak in public.
- Tom doesn't like speaking in public.
... drill, when you want to produce, when it's most profitable for you. These are public ...
... the same when you have to do them in public, particularly if you're coerced to doing them ...