Onlar ağır silahlı mıydı?
- Were they heavily armed?
Benim karaciğerim ağır biçimde hasar görmüştür.
- My liver is heavily damaged.
Çok yağmur yağdı ve dolayısıyla beyzbol maçı iptal edildi.
- It rained heavily, and consequently the baseball game was called off.
Bill babasının çokça sigara içmesinden nefret ediyor.
- Bill hates his father smoking heavily.
Bill, babasının aşırı derecede sigara içmesinden nefret ediyor.
- Bill hates that his father smokes heavily.
Tom aşırı derecede nefes alıyor.
- Tom is breathing heavily.
Ağır şekilde sakinleşmiştim.
- I was heavily sedated.
Bina yangında ağır şekilde hasar gördü.
- The building was heavily damaged by fire.
Eğer çok şiddetle yağmur yağmasaydı oyun iptal edilmezdi.
- The game would not have been called off if it hadn't rained so heavily.
Otobüs yukarı ve aşağı şiddetle sarstı.
- The bus rocked heavily up and down.
heavily tattooed.