Sibirya yoluyla Avrupa'ya gitti.
- He went Europe by way of Siberia.
Sibirya yoluyla Londra'ya geldi.
- He came to London by way of Siberia.
Modern arabalar birçok yönden eski olanlardan farklıdır.
- Modern cars differ from the early ones in many ways.
Bana hangi yöne gideceğini sordu.
- He asked me which way to go.
Sorunu yapma yöntemini bildiğim tek yolla ele aldım.
- I handled the problem the only way I knew how.
Yöntem biri, bir ikiyi, iki üçü, ve üç sayısız şeyleri üretir.
- The Way produces one, one produces two, two produces three, and three produces the myriad things.
Tom onu usulüne göre yaptırdı.
- Tom got it done right way.
Tom onu usulüne göre yaptırdı.
- Tom got it done the right way.
Elbiselerimi değiştirirken diğer tarafa bakar mısın?
- Would you mind looking the other way while I change my clothes?
Elbiselerimi değiştirirken sadece bir dakika için diğer tarafa bakar mısın?
- Would you mind looking the other way for just a minute while I change my clothes?
Sen benim tarzımı sevmiyorsan onu kendi tarzınla yap.
- Do it your own way if you don't like my way.
Çok mantıklı bir düşünme tarzın var.
- You have a very logical way of thinking.
20. yüzyılın ortalarından beri Pekin'de su kuyusu sayısı önemli ölçüde düşmüş ve yeni yol ve binalar için bir yol yapmak için yıkılmışlardır.
- Since the mid-20th century, the number of hutongs in Beijing has dropped dramatically as they are demolished to make way for new roads and buildings.
Bereket versin ki, yolda fırtınayla karşılaşmadılar.
- Fortunately they had no storms on the way.
Üniversiteye yavaş yavaş ilerleme katettim.
- I worked my way through college.
Rusçamın hâlâ iyi olmadığını biliyorum fakat kaydettiğim ilerlemeden oldukça mutluyum.
- I know my Russian still has a long way to go, but I’m pretty happy with the progress I’ve made.
Onların ona davranış tarzı hakkında söylendi.
- He grumbled about the way they treated him.
Tom'un son zamanlardaki davranış tarzı hakkında ne düşünüyorsun?
- What do you think of the way Tom has been behaving lately?
Bir dil öğrenmenin geleneksel yolu olsa olsa birinin görev duygusunu tatmin edebilir ama o bir sevinç kaynağı olarak hizmet edemez. Ayrıca muhtemelen başarılı olmayacaktır.
- The traditional way of learning a language may satisfy at most one's sense of duty, but it can hardly serve as a source of joy. Nor will it likely be successful.
Yağmur yağdıktan sonra havanın çok taze ve temiz olması durumunu seviyorum.
- I love the way the air is so fresh and clean after it rains.
Köylülerin durumu birçok yönden on yıl öncesine göre daha iyi.
- The situation of the villagers is better than ten years ago in many ways.
O zamandan beri büyük mesafe kaydettik.
- We've come a long way since then.
Göl buradan uzun bir mesafedir.
- The lake is a long way from here.
Tom buradan uzakta yaşamaktadır.
- Tom lives a long way from here.
Bütün yolu sadece onun evden uzakta olduğunu anlamak için yürüdüm.
- I went all the way to see her only to find her away from home.
Onun fikri yaşam tarzımızı kökünden değiştirecektir.
- His idea will radically alter our way of life.
Bu kitap size Amerikan yaşam tarzı hakkında net bir fikir verecektir.
- This book will give you a clear idea of the American way of life.
Tom Mary'nin davranış biçimini kesinlikle onaylamadı.
- Tom certainly didn't approve of the way Mary was behaving.
Tom Mary'nin davranış şeklini onaylamıyor.
- Tom doesn't approve of the way Mary's been behaving.
Sizin fikirleriniz bir bakıma doğru.
- Your opinions are right in a way.
Bir bakıma, Susie anneme benziyor.
- In a way, Susie seems like my mother.
1. We first met way back in the 70's.
2. I think she is way too cool.
Saat dokuz civarında ben tekrar yolumda olacağım.
- Around nine o'clock I'll be on my way back again.
Yolumu nehir civarında kaybettim.
- It was near the river that I lost my way.
We're walking along the Way now.
Ten minutes into the run Tang slowed, Welch calling out her speed as she lost way.
on a time as they together way'd, / He made him open chalenge .
I'm way tired.
It's a long way to Tipperary, / it's a long way to go.
I'm a way better singer than she.
... If we can find a way of making the viral learning happen, ...
... meant as a criticism, by the way, of search engines, ...