yanılmış

listen to the pronunciation of yanılmış
Türkisch - Englisch
all out
wide
wrong

It seems I was wrong about you. - Ben senin hakkında yanılmışım gibi görünüyor.

You would think that, but you would be wrong. - Böyle düşünebilirsiniz, ama yanılmış olursunuz.

mistaken

You must be mistaken. - Sen yanılmış olmalısın.

Tom thought Mary was moving to Boston, but he was mistaken. - Tom Mary'nin Boston'a taşınacığını düşündü ama yanılmıştı.

yanıl
slip up
yanıl
{f} erring
yanıl
err

We learn by trial and error. - Biz deneme ve yanılma ile öğreniriz.

Trial and error is essential to progress. - Deneme yanılma, ilerleme adına çok ehemmiyetlidir.

hesaplarda yanılmış olmak
be off in one's calculations