The astronaut had to conduct many experiments in the space shuttle.
- Astronot uzay mekiğinde birçok deneyler yapmak zorunda kaldı.
Many experiments have been carried out in this field.
- Bu alanda birçok deneyler yapılmıştır.
Everybody expected that the experiment would result in failure.
- Herkes deneyin başarısızlıkla sonuçlanacağını bekliyordu.
She applied what she had learned in class to the experiment.
- O, sınıfta öğrendiğini deneyde uyguladı.
Dr. Tanaka carried out tests for two years on three hundred rats.
- Dr. Tanaka üç yüz fare üzerinde iki yıldır deneyler gerçekleştirdi.
This very interesting test reveals your professional personality.
- Bu çok ilginç deney senin mesleki kişiliğini meydana çıkarmaktadır.
There is an urgent need for experienced pilots.
- Deneyimli pilotlara acil bir ihtiyaç vardır.
What did the experimental set-up look like? What was connected to what and how?
- Deneysel kurulum neye benziyordu? Ne neye ve nasıl bağlıydı?
What would happen if two powerful nations with different languages - such as United States and China - would agree upon the experimental teaching of Esperanto in elementary schools?
- Amerika Birleşik Devletleri ve Çin gibi farklı dilleri olan iki güçlü devlet ilköğretim okullarında Esperanto deneysel öğretimi üzerinde anlaşmaya varsalardı ne olurdu?
According to my experience, it takes one year to master French grammar.
- Benim deneyimlerime göre, Fransızca dil bilgisini öğrenmek bir yıl alır.
From my own experience, illness often comes from sleeplessness.
- Benim kendi deneyimlerinden, hastalık çoğunlukla uykusuzluktan kaynaklanıyor.
Ben bunun en iyi yol olduğunu tecrübe ile öğrendim.
- Ben bunun en iyi yol olduğunu deneyimle öğrendim.