The scientific truth of evolution is so overwhelmingly established, that it is virtually impossible to refute.
- Evrimin bilimsel gerçeği o kadar büyük bir çoğunlukla kuruldu ki onu çürütmek neredeyse imkansızdır.
I won't try to refute your theses.
- Tezini çürütmeye çalışmayacağım.
She rebutted his argument.
- O tartışmayı çürüttü.
I smell something rotten.
- Çürük bir şeyin kokusunu alıyorum.
Half of these apples are rotten.
- Bu elmaların yarısı çürümüş.
I smell something rotten.
- Çürük bir şeyin kokusunu alıyorum.
Tom asked Mary to throw the rotten apple into the garbage.
- Tom Mary'nin çürük elmayı çöpe atmasını rica etti.
Sami is now rotting in jail.
- Sami şimdi hapiste çürüyor.
It smells like something's rotting.
- Bu bir şeyin çürümesi gibi kokuyor.
Too many sweets cause your teeth to decay.
- Fazla şeker dişlerinde çürümeye sebep olur.
The apple has begun to decay.
- Elma çürümeye başladı.