The man attacked her with the intention of killing her.
- Adam onu öldürmek niyeti ile ona saldırdı.
Tom confessed to killing Mary.
- Tom Mary'yi öldürdüğünü itiraf etti.
I will send my army to take the city and slaughter every single person there.
- Kenti alıp oradaki her bir kişiyi öldürmek için ordumu göndereceğim.
Dima slept with 25 men in one night and then killed them.
- Dima bir gecede 25 adamla yattı ve sonra onları öldürdü.
Every day they killed a llama to make the Sun God happy.
- Onlar Güneş Tanrısı'nı mutlu etmek için her gün bir lama öldürdü.
That man is on trial for the murder of a little girl.
- O adam küçük bir kızın öldürülmesinden dolayı yargılanıyor.
There's a possibility that the man was murdered.
- Adamın öldürüldüğüne dair bir olasılık var.
Fadil was found deceased in his apartment.
- Fadıl evinde ölü bulundu.
A monument has been erected to the memory of the deceased.
- Ölen kişinin anısına bir anıt dikildi.
The patient may pass away at any moment.
- Hasta herhangi bir anda ölebilir.
We won't let you pass away.
- Ölmene izin vermeyeceğiz.
Thousands of soldiers and civilians were dying.
- Binlerce asker ve sivil ölüyorlardı.
There were cars burning, people dying, and nobody could help them.
- Yanan arabalar, ölen insanlar vardı ve kimse onlara yardımcı olamadı.
My father died of cancer.
- Babam kanserden öldü.
Dalida died from an overdose of sleeping pills.
- Dalida aşırı dozda uyku hapından öldü.
He got down on his knees and prayed for the souls of the deceased.
- Dizlerinin üzerine çöktü ve ölenlerin ruhları için dua etti.
A monument was erected in memory of the deceased.
- Ölenin anısına bir anıt dikildi.
My whole family perished in the fire.
- Benim bütün ailem yangında öldü.
All they that take the sword shall perish with the sword.
- Kılıç çekenlerin hepsi kılıçla ölecek.
My father died of cancer.
- Babam kanserden öldü.
Marilyn Monroe died 33 years ago.
- Marilyn Monroe, 33 yıl önce öldü.