People here are very prejudiced.
- Burada insanlar çok önyargılı.
You're prejudiced, aren't you?
- Sen önyargılısın, değil mi?
He's biased against Christianity.
- O Hıristiyanlığa karşı önyargılı
I think Tom is biased.
- Tom'un önyargılı olduğunu düşünüyorum.