üçte bir

listen to the pronunciation of üçte bir
Turkish - English
third

This river is about one third as long as the Shinano. - Bu nehir Shinano'nun yaklaşık üçte biri kadar uzun.

She spends over a third of her time doing paperwork. - O, zamanının üçte birini evrak işleri yaparak geçirir.

one third

One third of children who die before the age of 5 die from malnutrition. - 5 yaşından önce ölen çocukların üçte biri yetersiz beslenmeden ölüyor.

I have just finished one third of my assignment. - Ödevimin sadece üçte birini bitirdim.

üç bir
A three-
on üçte bir
thirteenth
Turkish - Turkish
(Hukuk) SÜLÜS
(Osmanlı Dönemi) salis
üç bir
Oyunda, atılan zarlardan birinin bir, öbürünün üç benekli olan yüzünün üste gelmesi, seyek