He amazed everyone by passing his driving test.
- Sürücü sınavını geçerek herkesi şaşırttı.
I was amazed at his abrupt resignation.
- Onun ani istifası beni şaşırttı.
His memory baffles me.
- Onun belleği beni şaşırtıyor.
That just baffles me.
- O sadece beni şaşırtıyor.
It is surprising that your wife should object.
- Karının itiraz etmesi şaşırtıcı.
The number of people who die in traffic accidents is surprising.
- Trafik kazalarında ölen insan sayısı şaşırtıcıdır.
The fearful noise astonished anyone coming for the first time.
- Korkunç gürültü ilk defa gelen birini şaşırttı.
His behavior puzzled me.
- Onun davranışı beni şaşırttı.
He was puzzled by the question.
- Soru onu şaşırtmıştı.
He was puzzled by the question.
- Soru onu şaşırtmıştı.
His behavior puzzled me.
- Onun davranışı beni şaşırttı.
The fluency of your English is amazing.
- Senin İngilizcenin akıcılığı şaşırtıcı.
It's amazing how much trouble Tom is able to get into.
- Tom'un başını bu kadar çok belaya sokması şaşırtıcı.
Her cleverness often amazes me.
- Onun akıllılığı sık sık beni şaşırtır.
The circus amazed and delighted the children.
- Sirkler çocukları şaşırttı ve sevindirdi.
My decision to study abroad surprised my parents.
- Yurtdışında okuma kararım ebeveynlerimi şaşırttı.
Her silence surprised me.
- Onun sessizliği beni şaşırttı.
The fearful noise astonished anyone coming for the first time.
- Korkunç gürültü ilk defa gelen birini şaşırttı.
Your ignorance is astonishing.
- Cehaletiniz şaşırtıcı.
The astonishing blow finished the match.
- Şaşırtıcı darbe maçı bitirdi.
Your ignorance is astonishing.
- Cehaletiniz şaşırtıcı.
His words confused me.
- Onun sözleri beni şaşırttı.
I didn't mean to confuse him.
- Onu şaşırtmak istemedim.
This is quite puzzling.
- Bu oldukça şaşırtıcı.
I find this puzzling.
- Bunu şaşırtıcı buluyorum.
What surprised me most about that accident is how fast the lawyers arrived on the scene.
- Kaza hakkında beni en çok şaşırtan şey avukatların olay yerine ne kadar çabuk varmalarıydı.
Her silence surprised me.
- Onun sessizliği beni şaşırttı.
Sami asked Layla a perplexing question.
- Sami, Leyla'ya şaşırtıcı bir soru sordu.