I hope to get in shape for summer swimsuit season.
I guess I'd better get my room in shape if I have guests.
I figured it was easier to do it this way.
- Onu bu şekilde yapmanın daha kolay olduğunu düşündüm.
I can't make out these figures.
- Bu şekilleri anlayamam.
Modern bridges are similar in shape.
- Modern köprüler şekil olarak benzer.
Our political system was shaped by feudal traditions.
- Siyasi sistemimiz feodal gelenekler tarafından şekillendirilmişti.
Communication takes many forms.
- İletişim birçok şekiller alır.
I formulated it wrongly.
- Onu yanlış şekilde formüle ettim.
Patterns of married life are changing a lot.
- Evlilik yaşam şekilleri çok değişiyor.
Mary laid on her bed, crying with her face buried into her pillow.
- Mary yatağına uzandı, yüzü yastığına gömülü şekilde ağladı.
Britain faced dangerously low supplies of food.
- İngiltere tehlikeli şekilde düşük gıda malzemeleri ile karşı karşıya idi.
At the bus stop, people waited in orderly lines, but as soon as the bus pulled up, the line broke up.
- Otobüs durağında,insanlar düzgün bir şekilde sırada beklediler.Filhakika otobüs durur durmaz sıra bozuldu.
The refugee crossed the line safely.
- Mülteciler güvenli bir şekilde sınır çizgisini geçtiler.
A wise man would not act in that way.
- Akıllı bir adam bu şekilde hareket etmezdi.
Surprisingly enough, he turned out to be a thief.
- Şaşırtıcı şekilde, onun bir hırsız olduğu ortaya çıktı.
Tom doesn't know how things turned out this way.
- Tom şeylerin bu şekilde ortaya nasıl çıktığını bilmiyor.